Ara Ki Bulasın.

26 Ekim 2010 Salı

Good Morning Vietnam!

-Çok uzun ama madde madde yazacağım. Sıkılacaksan falan hepsini okumana gerek yok yani.

- Uçak yolculuklarını seviyorum. Çünkü ben bir şeye başlamışsam, bir an önce bitirmeyi seviyorum. Işık hızına ulaşmak en büyük hayalim. Ama ışıktan nefret ederim. Çünkü her zaman benden hızlı. Karanlığı seviyorum. Çünkü orada en hızlı benim.

- Bir insan uykudaki kadar masum olabilir mi hiç? Uykuyu seviyorum. Ama herkes uyanıkken uyumayı, herkes uyurken uyuyanları izlemeyi... Karanlığı görmek, ışığı görmemek istiyorum. Bu yüzden odam hep karanlık.

- Bilgisayarın ekranında dolaşan, az sonra ölecek olan sineğin ölüm sebebi: "Işığa ileri derecede bağımlılık."

- Sitcom dizilerdeki gülme efektleri var ya, onlar bazen gerçek hayatta da devreye girmeli.

- Ev arkadaşım karşıdaki kanepede uyuyor. Uyurken de eliyle bas gitar çalıyor. İzlemesi baya eğlenceli. Bunu okurken kendisi de çok şaşıracak.

- Düşündüm de uykudayken de ışık hızına ulaşıyoruz galiba. Bir gözlerimizi açmışız, 9 saat geçivermiş.

- Dinsel kaos içindeki insanları anlayamıyorum. Bir şeyi ya kalpten yaparsın ya da hiç yapmazsın. Zorunluluk olduğu için yapıyorsan, bazı şeyleri sorgulamanın zamanı gelmiştir.

- Daha önce aynı yere ait olduğun arkadaşlarınla, yabancı bir yerde karşılaşmak,buluşmak paha biçilemez bir zevk. En samimi olmadığınla bile konuşacak çok şeyin oluyor. Özlemi, bütünün kendisiyle değil de, bazı parçalarıyla gidermek oluyor bu. Ama yine de tatmin edici...

- Bir insanın gözüne bakarak kişiliğini tahmin etmek büyük bir kumar bence. Ben bu kumarda baya şanslıyım. Valla bak. Bir kaç defa konuşalım. Seni tanıyabilirim. Hata payı baya düşük...

- Hippilik müessesesiyle hiçbir zaman bir sorunum olmadı. "Özenti" kelimesini de kullanmak istemiyorum çok klişeleşti diye. Ama harbiden öyleler be abi. Hani birkaç adamın yaşamında yaptıklarının nesiller boyu klonlanıp bir hayat tarzı haline getirilmesi... Ne bileyim işte saçma geliyor bana. Çok mu dar bakıyorum ki pencereden?

- Yarın anne yemeği yiyeceğim. Çok mutluyum. Ne istersin benden dedi? Şunu şunu diyemedim. Ben seni istiyorum bebek.

- Uçakta ağlayan bebek büyük sıkıntı. Yanıma majezik mi alsam?

- Şu anda hocamın verdiği "money can buy happiness" konulu yazımı yazıyor olmalıydım. Aslında havalimanı bu ödev için biçilmiş kaftan.

- Sevdiğim insanlar çok uzaklarda da olsalar, hala aynı insanlar. Bu beni mutlu ediyor.

- Ev arkadaşım uyandı. Biraz sohbet ettik. Yine uyuyor.

- Naklen yayın yazı yazılır.

- Gün yavaştan uyanmaya başladı. Karşı apartmanda aydınlık daireler var. Ben ise günüme kaldığım yerden devam edeceğim. Garip geliyor değil mi?

- Daha fazla uzatmayayım artık. Mozarella gibi oldu. İlk kez böyle bitireceğim yazımı: GOOD MORNING VIETNAM!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder