Uyanmak isteği bu. Artık uyumak istemiyorum. Biraz fazla yaşamak istiyorum hayatı. Okul-ev-okul olmasın rotam. Zaten ilerleyen yıllarda bu rotayı sıkça kullanacağım. Farklılık istiyorum. Eylül bitti. Uyanmalıyım artık. Uyandıracak birileri? Bilmem... Var mı?
Mutluyum ben. Ama daha fazlası olabilir. Problemim bu. Aslında "Mutsuzum ben!" diyen sizler de mutlusunuz. Sadece bazı eksik noktalarınız var. Ne kadar bulut olursa olsun, arkasında Samanyolu galaksimizin merkezi, bir adet güneş mevcut. Mesele onu görmek istemekte. Ama onun orda olduğunu bilerek de mutlu olabiliriz bence. Şu anda kendi kendimi terapi ettim resmen. İçimi mutluluk kapladı. Sizin de kaplasın.
İstanbul....Evet dünyanın en güzel şehirlerinden biri. Büyüleyebiliyor sizi. Ama bu büyülenme, içinde yaşadığınız gerçeğini unuttuğunuzda yerleşiyor kafanıza. Belki ölene kadar içinde yaşayacağınızı düşününce korku kaplıyor sizi. Bir anda o tarihi güzellikleri, yeşillikleri, boğazı unutuveriyorsunuz. Bulutlarınız yine kafanızda. Lan! Bi siktirip gitsenize hıyarlar? Çağırdık mı?
Masum değil hiç kimse. Bu, suratlardan anlaşılıyor İstanbul'da. Herkesin bir suçu var. O öfke, o stres, dışa vuruyor bunu. Kötülükler suratlardan akıyor. Az temizlik, çok kirlilik. Ama yine de sizi içine alıp nehir gibi sürükleyebiliyor karşıdan karşıya geçen insanlar. Çocuklar ve yaşlılar mutlu, temiz. Gerisi hep sorunlu. Eylül bitti, bir uyanmak lazım.
Öptüm sizi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder